NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سَعِيدُ بْنُ
مَنْصُورٍ
حَدَّثَنَا
يَزِيْدُ
بْنُ
هَارُونَ
عَنْ الْحَجَّاجِ
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ
الْحَسَنِ
عَنْ
سَمُرَةَ
بْنِ
جُنْدُبٍ قَالَ
كَانَ
شِعَارُ
الْمُهَاجِرِينَ
عَبْدَ
اللَّهِ
وَشِعَارُ
الْأَنْصَارِ
عَبْدَ الرَّحْمَنِ
Semure b. Cündüb
(r.a.)'den; demiştir ki:
"Muhacirlerin
parolası "Abdullah", Ensâr'ın parolası ise "Abdurrahmân"
idi.
İzah:
Beyhâkî
es-sünenül-kübrâ, VI, 361.
Şiar; alâmet, parola,
muharebe zamanlarında birbirini tanıyıp bilmek için askerlerin kendi aralarında
tayin ettikleri alâmet ve tâbirdir. Ashab-ı kiramın birçok muharebelerde
şiarları, "emit, emit = Öldür, öldür" kelimesi idi. Düşman kahr ve
tenkile muvaffakiyetlerine tefe'ül için bunu şiar ittihaz etmişlerdi.
İnsanların gömleğine ve mutlak bedenine temas eden libasına ve at kısmının
çuluna da şiar denir.[bk. Bilmen Ö. Nasûhi, Hukuk-i İslâmiyye III, 351.] Hz.
Nebi devrinde üniforma yoktu. Muhammed (s.a.v.) harp esnasında kendi
askerlerinin silah arkadaşlarını düşmandan ayırması için usta bir metod
kullanıyordu. Her cihat için bir "şiar” (ayırıcı kelime, parola) seçiyor,
müslümanlar ferden karşılaştıkları zaman yüksek sesle bunu söylüyorlardı. Bu
parola kelimeler, üniformaların görülemeyeceği zaman yani geceleyin dahi
fevkalâde kullanışlıydı. Bununla beraber Bedir muharebesinde elbiselerde bazı
ayırıcı işaretler bahis mevzuudur.[bk. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, İslam
Nebii II, 241, 242.] Yukarıda tercümesini sunduğumuz ve mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şerif Hz. Peygamberin harp zamanlarında parola kullandığını,
muhacirlerin parolasının "Abdullah", ensarın parolasının da
"Abdurrahman" olduğunu ifade etmektedir. Fakat Münzirî'nin beyânına
göre, senedinde el-Haccac b. Ertat bulunduğundan bu hadiste delil olma niteliği
yoktur.